17 Kasım 2012 Cumartesi

eksik kaldığını bilmek hayatta...
doldurmaya çalışırken aslında boşalttığını düşünmek...
yokluğunu hissettirmemek isterken en ağır şekilde hissettirmek...
sıradanlaşmak mıdır herbişeylere
yoksa sıradanlaştırdığını mı hissettirmek herşeye...
halbuki bunları istemem ki ben
kalbim büsbüyük benim tıpkı sen gibi...
gözlerim bakar kör olmadı hiç bir zaman
hatalarım oldu ama olduğunu hep bildim...
ben kötü değilim
kötülük yapmadım kalbime ihanet etmedim gözlerimi yalancı etmedim
sevmek dünyanın en güzeli
aşık olmak kalbimizi daha da büyütürken
hayata baştan sarılmak gerekir
niye mi
sadece hayaller için....

2 Kasım 2012 Cuma

çocukluğumu yıllardır hatırlamıyordum, buraya geldikten sonra artık canlandırıyorum gözümde... belki deniz yoktu benim şehrimde ama yaşam alanı küçük yerlerde hep aynı, bir kaç ay önce sorsanız yağmur yağınca ne yapardın diye bilmiyorum derdim burada çocuklar yağmur yağınca mantara çıkıyorlar biz de salyangoz toplardık, hatırlıyorum artık gözümün önünde geçiyor bir ağaç yeşilinde, toprak kokusunda, soba dumanında, yağmurda....

neler etmişiz biz kendimize, nelerden vazgeçmişiz, nasıl değişmişiz...
hayatın ipini çekiştirirken hala neler kaybediyoruz...
üstelik bazen kaybetmeye imreniyoruz...
bir çocuk gülümsemesinde kalsak ya biz
herkes gibi olmak değil kendin gibi olmak bizi güzel eder, hayatın ipini tutmak değil, o ipte çocuklar gibi atlamak gülmek yakışır bize....

yapabilir miyiz bunu? kirlenmeden kalabilir miyiz?

mantık kalple bir arada değil midir

özlemek güzel mi kötü mü dünü bugünü
özlemek sevdiğinin kokusunu
özlemek özlemli gözleri
hayatın iyisi mi kötüsü mü